Göç ve göçmenler, üzerinde önemle durulması gereken bir insanlık meselesidir. Zira savaşlar, iç karışıklıklar sadece o ülkeyi, halkını ve çevre ülkeleri değil, elbette bütün dünyayı da etkilemektedir. 18 Aralık 1990 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından imzalanan “Uluslararası Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarını Koruma Konvansiyonu” dünya adına bu konuda atılmış önemli bir adımdır. 

Türkiye Cumhuriyeti devletimiz, göçmenlerin sorunları için bütün imkânlarını seferber etmiş; yasal düzenlemeler ve kurumsal yapılanmalarla bu hususta kısa zamanda dinamik, sistemli ve planlı hareket ederek etkili ve verimli bir organizasyonla kriz yönetimi hususundaki başarısını bütün dünyaya ispatlamıştır. Göçmenlerin sorunları hususundaki hassasiyetimizin temelinde ise dünyayı gurbet bilen bir medeniyetin yüksek insani değerleri ve “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şeklinde ifadesini bulan köklü devlet geleneğimiz bulunmaktadır.

Aziz milletimiz tarih boyunca kalbini ve kapılarını açarak zulüm, baskı ve şiddetten kaçan mazlumlara sahip çıkmış;  mülteciler konusunda zorlu bir görev üstlenmiştir. Zira bizim gönül medeniyetimiz, kendilerine göç edip gelenleri sevip koruyanların yazdığı bir göç tarihinden ibarettir. Bugün itibarıyla milyonlarca göçmenin Anadolu coğrafyasında merhamet çizgisinde bir arada olması aslında kültür ve değerlerimizin, insana bakış açımızın ürünü ve mazimizden gelen bu güzelliğin devamıdır.

Gönül şehri Eskişehir’imiz ise tarih boyunca göçlerin odağı olmasına rağmen farklılıkların huzur ve güven içinde yaşadığı, birlikte yaşama kültürünü geliştirdiği örnek bir şehirdir. Anadolu irfanıyla yoğrulmuş Eskişehirliler; insana -ayırıp kayırmadan- “Yaradılanı Yaradan’dan ötürü seven” bir anlayışla bakmasını bilmiş; yardımlaşma, dayanışma konusunda şehir tarihine uygun olarak ön saflarda yer almıştır.

İlimizde bulunan uluslararası öğrenciler, uluslararası korumadaki yabancılar ve Geçici Koruma’daki Suriyelilere ve tüm göçmenlere yönelik uyum ve saha çalışmaları ise Valiliğimizce yapılmakta olup bu kapsamda farkındalığın artırılmasına yönelik faaliyetlere büyük hassasiyetle devam edilmektedir.

18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’nün; göçmenlere yönelik farkındalığın arttığı, göçün toplumları zenginleştiren bir unsur olarak görüldüğü, göçmenler ve ev sahibi toplumun karşılıklı uyumunun ve kardeşlik hukukunun pekiştiği, tüm dünyada zorunlu göç ve göçün önlenmesi konusunda duyarlılığın artmasına vesile olmasını temenni ediyorum.