Nevruz, Türkistan’dan Balkanlar’a kadar uzanan geniş coğrafyada halkları birbirine bağlayan, baharın gelişini müjdeleyen; birlik, beraberlik ve kardeşliğe vesile olan özel bir gündür.

Sevgi, hoşgörü ve bereketin sembolü olan bu bayramı yine birlikte kutlayacak, dargınlıkları unutacak ve birbirimiz için iyilik dileyeceğiz.

Dünyada en köklü medeniyetlerin başında gelen Türk Milleti; kültürünü, geleneklerini, millî ve manevî değerlerini en güzel şekilde yansıtan bayramlarını; barışın, dayanışmanın ve yardımlaşmanın fırsatı olarak görmekte ve bu zaman dilimlerine büyük bir değer atfetmektedir.

Binlerce yıldır baharın gelişi gerek bu coğrafyada gerek Balkanlar’da gerekse bağrından kopup geldiğimiz Orta Asya’da coşkulu kutlamalara sahne oluyor. Yine binlerce yıldır tabiatın dirilişine, uyanışına ve umutlanışına bizler de eşlik ediyoruz.

Nevruz, binlerce yıldır bir bayram havasıyla karşılanmış, her toplum ve toplulukta yeni yeni uygulamalarla tam bir bahar bayramına dönüşerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kadim geleneği sürdürmek, tabiatın dirilişine şahit olmak; bu vesileyle kardeşliği, dostluğu, dayanışma ve paylaşmayı tesis etmek Nevruz Bayramı’nın anlamını en doğru şekliyle yorumlamak olacaktır.

Nevruz için bir araya gelen kalpler öfkenin, kinin, ayrılığın değil; sevginin, dostluğun ve kardeşliğin etrafında birleşmeli, bu duygularla birlikte çarpmalıdır. Bizim için Nevruz’un anlamı tam olarak işte budur.

Nevruz’un topraktaki uyanışla birlikte, kalplerimizde de sevgiyi, muhabbeti, birlikte yaşama iradesini güçlendiren bir gün olmasını temenni ediyorum.

Aynı şekilde, ortak kültür coğrafyamızda ve Türk dünyasındaki akraba halklar arasında Nevruz’u ortak değerlerimiz ve ortak hedeflerimiz etrafında bütünleştiğimiz bir bayram olarak nice senelerde kutlayabilmeyi diliyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, başta Aziz Milletimiz olmak üzere tüm Eskişehirli hemşehrilerimin, coğrafyamızdaki ve Türk dünyasındaki tüm kardeşlerimizin Nevruz Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum.