Vali Özdemir Çakacak ve eşi Hanımefendi Kevser Çakacak, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104. Yıldönümü münasebetiyle Eskişehir Valiliği tarafından düzenlenen yemekte, Aziz Şehitlerimizin aileleriyle bir araya geldi.

Programa, Vali Özdemir Çakacak ve eşi Hanımefendi Kevser Çakacak’ın yanı sıra; Eskişehir Milletvekilleri Harun Karacan ve Utku Çakırözer, Muharip Hava Kuvvet Komutanı Hava Orgeneral Atilla Gülan, Vali Yardımcıları, Kaymakamlar, askeri erkân, kamu kurum müdürleri, şehit aileleri ve gaziler katıldı.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 104. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü’nün önemine değinen Vali Çakacak, bu anlamlı günde Aziz Şehitlerimizin aileleri ve kahraman Gazilerimizle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.

İmam Hatip Nejat Kaplan tarafından okunan Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan programda konuşan Vali Çakacak, 104 yıl önce Çanakkale’de çok büyük bir destan yazıldığını dile getirdi. Vali Çakacak programda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’mizin 104. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü’nde bu anlamlı yemek vesilesiyle bir araya gelmiş olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ediyor, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bundan 104 yıl önce Çanakkale’de kaybettiğimiz aziz şehitlerimizi, Çanakkale’den önce ve sonra bilhassa bu toprakları bizlere vatan yapmak için yitirdiğimiz aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum.

Bugün 18 Mart! Çanakkale’nin geçilemeyeceğinin, Türk Milleti’nin esir edilemeyeceğinin, Türk vatanının parçalanamayacağının tüm dünyaya haykırıldığı gündür.

Çanakkale, bin yıllık tarihimizin her anına damga vuran istiklâl ve istikbâlimiz konusundaki kararlılığımızın, iman gücünün, çok büyük fedakârlıklarla bir kez daha teyit edildiği yerdir.

Çanakkale Zaferi, çağın en modern silahları ile kuşanmış düşmanın gücü karşısında,  aziz milletimizin birlik ve beraberlik içerisinde inanarak, azmederek neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır aynı zamanda.

Tarih boyunca istiklâl ve bağımsızlığını, millî birlik ve bütünlüğünü her şeyin üstünde tutan, bu uğurda büyük bedeller ödeyen aziz milletimiz; hiçbir zaman esaret altında yaşamayı kabul etmemiş, canından aziz bildiği kutsal vatan topraklarını, canı ve kanı pahasına da olsa korumasını bilmiştir.

Atalarımızdan miras aldığımız şehadet ruhunu ne mutlu ki yaşatmaya devam ediyoruz. Şehadet basit bir hayata veda değildir. Şehadet, yaşatmak için yaşama gülümseyerek veda etmektir. Şehadet, vatan için, namus için, milletin selameti için, bayrak için, ezan için can vermektir.

Bu topraklar ecdadımızın eşsiz feragat anlayışı sayesinde bizlere vatan olmuştur. Toprak tek başına bir kutsallık taşımaz. Toprak vatan olduğunda anlam kazanır. Vatan bağımsızlıktır, özgürlüktür, uğrunda can verilendir. Üzerinde bayrağın özgürce dalgalandığı yerdir. Atalarımıza yurtluk etmiş, gelecek nesillerimizin üzerinde özgürce yaşayabileceği bir mekândır. Toprağı vatan kılmak zordur. Bedel ödemek gerekir. Ne anlamlı söylemiş şair: “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

Aradan 104 yıl geçse bile milletimizin aynı ruh hâline, aynı şehadet sevdasına ve aynı derecede vatan sevgisine sahip olduğunu gören düşmanlarımız bu duruma hayret etmekte ve kahrolmaktadırlar.

Bulunduğumuz coğrafya sürekli teyakkuzda olmamızı gerektiren bir coğrafya. Ülkemiz öylesine stratejik bir konumdaki bu konum bizlere avantajlar sağladığı gibi dezavantajlar da sunmaktadır. Bu coğrafyada bin yıldır var olduğumuz gibi ilelebet var olmamızın en temel koşulu birlik ve beraberliğimizin muhafazadan geçmektedir.

Bizler bin yıldır bu topraklarda sürekli rahatsız edilmişiz. Birlik ve beraberliğimizle birilerinin gözüne sürekli batmışız. Bazı güçler bizi bu topraklardan ayırmak için devamlı plânlar yapmış, Çanakkale Savaşları işte o bin yıllık plânın ve öfkenin bir eseridir. Ve hamdolsun ki şanlı ecdadımız yedi düvelin silah ve teknoloji üstünlüğüne rağmen unutulmayacak şanlı bir zafer kazanarak bu toprakları bizlere ilelebet yurt yaptılar. Allah onlardan, siz şehit ailelerimizden ve gazilerimizden razı olsun.

Bilmenizi isterim ki sizlerin acısı bizim acımız, sizlerin hüznü bizim üzüntümüzdür.

Ne mutlu sizlere ki, en onurlu ve en şerefli makama erişen şehitlerimizin, gazilerimizin yakınlarısınız. Biz millet olarak, devlet olarak büyük bir aileyiz. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN olmak üzere devletimiz tüm varlığıyla şehit ailelerimiz ile gazilerimizin acılarını hafifletmek, hayatlarını kolaylaştırmak adına ne gerekiyorsa yapmakta ve yapmaya da devam etmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları başta olmak üzere vatan ve görev uğruna hayatlarını feda eden tüm aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal etmiş gazilerimizi sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyor; aziz şehitlerimizin bizlere emanet olarak bıraktıkları ailelerine, yakınlarına ve gazilerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

Konuşmanın ardından İl Müftüsü Bekir Gerek şehitlerimiz için dua ettirdi. Daha sonra masaları teke tek gezen Vali Çakacak ve eşi Hanımefendi Kevser Çakacak, Şehit Aileleri ve Gazilerle yakından ilgilendi.